Anneliğin Nörobiyolojisi
Annemizi neden çok severiz ya da bir anne çocuklarını neden çok sever? Çoğu zaman kendi hayatlarını hiçe sayarak çocuklarının iyiliklerini düşündüklerini söyleyebiliriz annelerin. Anneliğin çocuğa ya da bebeğe sayısız fayda sağladığı tartışılmaz bir gerçektir.
Peki ya annelik davranışları anneye bir fayda sağlıyor mu? Yapılan bir çalışmaya göre her çocuğun annenin yaşam süresini 95 hafta kısalttığı bildirilmiştir! Bu çalışmada, çocukların babalarının ömürlerini kısaltmadıkları, ancak doğan her kız çocuğunun babalarının ömrünü 74 hafta uzattıkları, erkek çocukların ise babalarının hayat süreleri üzerine hiçbir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Bu sonuçlar annelerin, hayli maliyetli ve anneye yararı dokunmayan çocukların bakımları için neden kendilerini bu denli yordukları sorusunu akıllara getirmektedir. Bu sorunun cevabı olarak kabul görmüş sosyal ve psikolojik açıklamaların yanında annelik olgusunu nörobiyolojik perspektiften de incelemek gerekmektedir.
Evrimsel süreç düşünüldüğünde memelilerde türün devamlılığının sağlanması açısından annelik davranışlarının hayati öneme sahiptir. Bu davranışlar bebeğin bakımını ve korunmasını sağlayan davranışlar altında incelenebilir. Annelik davranışının gelişmesi için genetik, çevresel ve hormonal etkenlerin birlikte etkileşime girdikleri nöral yolaklar ve bazı beyin bölgeleri önemli rol oynamaktadır. Tüm bu etkenleri incelemeden önce annelik davranışını daha iyi incelemek için doğanın dişiyi anneliğe nasıl ayarladığının bilinmesi gerekmektedir. Bu konu birkaç başlık altında incelemek anlaşılabilirliği kolaylaştıracaktır.
1- Dişinin çocukluktan itibaren anneliğe hazırlanması
Türün devamlılığındaki kritik önemi nedeniyle dişi doğa tarafından bebeklik döneminden anneliğe hazırlanmaya başlar. İnsan ve diğer primatların dişi bebeklerinin bebeklere olan ilgisi, erkek bebeklere göre daha fazladır. Bu cinsiyete göre bebeklere olan ilgi farkının gonadal(üreme) hormanlar sayesinde ergenlik döneminde arttığı ve özellikle östrojenin bu konuda önemli olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada doğduktan hemen sonra yumurtalıkları alınmış dişi Rhesus maymunlarının bebeklere olan ilgileri azalmıştır. Ancak yetişkinlik döneminde normale döndürülen östrojen hormonları bu maymunların bebeklere olan ilgisini arttırmıştır. Bu çalışma östrojenin dişinin doğumundan itibaren annelik davranışı üzerindeki etkisi olduğunu göstermektedir.
2- Dişinin gebelik sırasında annelik için hazırlanması
Dişinin gebelik süresinde anneliğe hazırlanması özellikle artan hormonlar tarafından sağlanmaktadır. Bu dönemde özellikle östrojen ve progesteron önemli rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalar gebelik sırasındaki östrojen düzeyi ile doğumdan sonra çocuğa olan bağlılık arasında doğrudan bir ilişki olduğunu göstermektedir. Gebelikte yüksek olan östrojen ve progesteronun anneliği başlattığı düşünülmektedir. Ancak gebelik sonrası bu hormon düzeylerinin düşmesi anneliği sonlandırmamaktadır. Ayrıca gebelik sırasında yaşanan hormonal değişiklik, amigdala üzerinde de bir etkiye sahiptir. Bu etki sayesinde yeni doğan bebeklerin kokularının kötü olmasına karşı, annelerin koku duyarlılığı azalmaktadır.
3- Doğumdan sonra annelik davranışının başlatılması
Gebelikte değişen hormonal sistemin hipotalamusun medial preoptik alanını uyarmaktadır. Memelilerde bu alanın hasar gördüğü durumlarda annelik davranışı tamamen ortadan kalkmaktadır. Ayrıca oksitosin, hipotalamusun medial preoptik alanı, amigdala ve olfaktor bulb’ı uyararak annelik davranışının başlatılmasında etkilidir. Ayrıca annenin kalabalıkta çocuğunu tanımasına olanak sağlar.
Doğum sonrası artan prolaktin hormonu da hipotalamusun medial preoptik alanını uyararak annelik davranışları üzerinde önemli rol oynar. Yapılan bir çalışmada prolaktin hormonu olmayan farelerin yavrularına annelik davranışı göstermedikleri bulunmuştur.
Yapılan araştırmalar anne olanların beyinlerinin anne olmayanlara göre oldukça farklı olduğunu gösteriyor. Bu biyolojik ve genetik etkenlerin yanında annenin almış olduğu eğitim ve çevre özellikleri de elbette büyük bir etkiye sahip. Ancak tüm memeliler gibi insanda annelik davranışı otomatik ve doğal süreç olan biyolojik sistemler tarafından başlatılmakta ve sürdürülmektedir. Var olan bu otomatik süreçler sayesinde neslin devamlılığı sağlanmaktadır. Biyolojik, sosyal ve psikolojik nedeni her ne olursa olsun annelerimizin yaptıklarını azımsayamayız. Şimdi onlara sarılma vakti!
Kaynaklar
Eşel E. (2010). Anneliğin Nörobiyolojisi. Türk psikiyatri dergisi. 21(1): 68-78
Bir yanıt yazın